Film: Fanaa
Yönetmen: Kunal Kohli
Süre: 168 dk
Oyuncular: Kajol
Aamir Khan
Rishi Kapoor
Tabu
Kirron Kher
Herkese yeniden merhaba. Yeni bir Blogları Canlandırma Projesi teması ile sizlerleyim. Bu ayki temamız ''Hindistan'' dı. Biz de bu tema kapsamında Hindistan ile ilgili film, dizi izleyip ya da kitap okuyoruz. Böylece her ay farklı bir temayla yepyeni şeyler öğrenip yeni dünyaların kapısını açıyoruz.
Ben ise bu tema için bir film izlemeye karar verdim. Bu film ise Aamir Khan'ın çok bilinen ve sevilerek izlenen ama bir o kadar da duygusal olan filmi Fanaa.
Konusu aslında çok kilişe gibi durabilir herhangi bir film sitesine girip konusunu okuduğunuz için. Ben birçok keşfedilmeyen filmin bu yüzden fazla izlenmediğini düşünüyorum. Bu filmin de konusunu okuduğunuzda aa çok sıkıcı duruyor diyebilirsiniz ama dolu dolu geçen bir 168 dakika sizi bekliyor diyebilirim. Zooni (Kajol) doğuştan görme yetisi olmayan bir kızdır. Bir gün arkadaşlarıyla bir iş için bulunduğu yerden ayrılır. Bu iş ona aslında bir aşkın kapılarını da açar. Bir gün gittikleri yerde bir tura çıkarlar ve orada tur rehberi olan Rehan (Aamir Khan) ile tanışır. Zamanla ona aşık olur. Ancak bir gün göz ameliyatı olacağı gün bir patlama olur ve Rehan ölür. buraya kadar filmin ilk kısmıdır. İkinci kısımda ise aradan yıllar geçmiştir ve Rehan direnişçiler arasındadır. Aslında ölmemiştir. İşi gereği bunu yapmak zorunda kalmıştır. Bir gün ölmek üzereyken tekrar Zooni ile karşılaşır. Ancak Zooni daha önce onun yüzünü görmediği için onu tanıyamamıştır. Sizce birbirlerine tekrar kavuşacaklar mıdır? Zooni Rehan'ı hatırlayacak mıdır?
Film her şeyiyle güzel ama eksikleri de bol bol var. Özellikle de Aamir Khan'ın canlandırdığı karakter olan Rehan biraz daha detaylı ve canlı bir şekilde bize gösterilebilirdi. Sonuçta başrol ve onu her şeyiyle tanımak istiyoruz. Ama karakter yönetmen tarafından bize biraz silik aktarılmış. Küçük boşluklar bırakılmış. Tamam kitaplarda okuyucuya yazar bu şekilde boşluklar bırakır ama iş filmde olunca biraz garip oluyor. Rehan'ın biraz daha öne çıkmasını beklerdim açıkçası. Belki de kadın başrolün ödül alırken erkek başrolün ödül alamamasındaki neden de yönetmenin karakteri bize silik vermesidir.
Filmin müzikleri ise öyle yerinde ve kulağa öyle hoş geliyor ki. O dili bilmeseniz bile ezgiler sizi alıp götürüyor. Filmden sonra açıp açıp dinliyorsunuz istemsizce ve her dinlemede aynı duyguyu veriyor. İnsanın tüylerini diken dike ediyor.
Filmi izlemek aklınızdaysa Türkçe altyazılı olarak izlemenizi tavsiye ederim. Dublaj olan filmlerde sanki o filmi değil de başka bir şey izliyormuş gibi hissederim ben. Karakterlerin gerçek sesini duymak filmi daha etkileyici hale getiriyor ve olayların içindeymiş gibi hissetmenizi sağlıyor.
Film ayrıca geçmişten günümüze güncelliğini yitirmeyen bir konuya da değiniyor: Keşmir meselesi. Tarih derslerinde de belki duymuşsunuzdur. Pakistan ve Hindistan ülke olduğundan beri aralarında bir çatışmaya neden olmuştur. Her ülke de elde etmeye çalışmıştır ancak günümüzde halen özerktir. Film 2006 yılında yapıldı ama o zamandan bu zamana değişen bir şey yok.
Kısacası savaşıyla, bombasıyla, aşkıyla, müzikleriyle ayrı bir filmdi. Tekrar izler miyim bilmiyorum ama. izlemek isterim. Her izlemede yeni bir yönünü görürüz sonuçta. Güzel bir filmdi. Umarım sizler de severek izlersiniz. Görüşmek dileğiyle...