Herkese merhaba. Biliyorum çok da uzun bir zaman olmasa da buralardan uzak kaldım. Ama hayatımda öyle şeyler oluyor ki gerçekten buraya vakit bulamıyorum. Birkaç gündür tercih işlemleri ile uğraşıyordum. Biliyorsunuz ki bir Türkçe öğretmeniyim ve daha bu yıl atanacağım. Az önce de son kez girdim tercihlerimi. Çok fazla heyecanlı benim için. Sizce de öyle değil mi? Hayatı fazlasıyla değiştirecek bir an. Bolca dua edin ki istediğim yer gelsin. Hayatımı buna göre planlıyorum. Umarım öyle de olur. Lafı fazla da uzatmadan Ağustos ayında okuduğum kitaplarla sizi baş başa bırakıyorum. Her ne kadar bu ay biraz verimsiz geçse de kitap okuyabildiğim için mutluyum.
Sula/Toni Morrison
Kitabın ismi Sula. Kitaba ismini veren şey ise kitapta geçen bir karakter. Aslında bize aktarılan çoğu
düşüncelerin ve olayların merkezinde yer alan bir karakter. Sanırım bu yüzden yazar kitaba bu ismi
vermeyi tercih etmiş. Kitapta birbirinden tamamen farklı düşüncelerdeki ve davranışlardaki kadınlar
üzerine kurulu. Kadının erkekle ilişkisi, kadının çevre ile ilişkisi, kadının kendisi ile ilişkisi ve siyah
kadının beyaz kadınla ilişkisi. Babasından ve annesinden hiç sevgi görmemiş iki kız çocuk kitabın merkezindedir. Bunlardan biri kitaba da ismini veren Sula diğeri ise onun en yakın arkadaşı olan Nelli'dir. Yalnızlıklarını birbirlerine duydukları sevgi ve arkadaşlıkla aşmaya çalışırlar. Bir bakıma da aşarlar. Çocukluk arkadaşı olan bu kızın yetişkinliğe adım atmaları onların hayatlarında büyük değişiklere yol açar. Sula kasabayı terk eder. Nelli bir adamla evlenir. Yıllar sonra Sula'nın kasabaya dönüşündeyse artık her şey değişmiştir.
https://kitap28.blogspot.com/2021/08/sulatoni-morrison.html
Zincire Vurulmuş Prometheus/Aiskhylos
Kitapta farklı kuşaktan tanrılar arasındaki anlaşmazlıklar ele alınmıştır. Tragedyanın baş kahramanı Olympos tanrılarına başkaldıran titan Prometheus ateşi tanrılardan çalmış ve onu insanlara vermiştir. Tanrıların kurmuş olduğu bu düzene de karşı geldiği için Zeus tarafından zincire vurulmuştur. Bu tragedyada yazar aklın kaba kuvvetten olan üstünlüğüne dikkat çekmek istemiştir. Akla ve özgür iradeye değer vermiştir.
Gezgin/Halil Cibran
Güzel ve Çirkin, bir gün deniz kıyısında karşılaştıklarında birbirlerine denizde yıkanmayı teklif ettiler. Böylece üstlerini çıkarıp suya girdiler. Çirkin, bir süre sonra kıyıya geri dönüp üstüne Güzel'in elbiselerini geçirerek oradan uzaklaştı. Denizden çıktığında elbiselerini bulamayan Güzel, çıplak kalmaktan fazlasıyla utandığı için Çirkin'in elbiselerini giyerek yoluna devam etti. O gün bugündür, herkes Güzel ve Çirkin'i birbiriyle karıştırdı. Yine de bazıları, ona ait olmayan kıyafetine rağmen Güzel'i tanırlar. Aynı şekilde Çirkin'in yüzünü de bilirler; zira elbiseleri onun gerçek kimliğini saklamaya yetmez.
Köpek Kalbi/Mihail Burgakov
Sokakta bir köpek bulan Filipoviç bu köpeği o dışarıdaki sefil yaşamından kurtarır ve onu muayenehanesine getirir. Hem sıcak bir yuvada olan hem de karnı doyan köpek mutludur. Bunu nereden mi biliyoruz? Köpeğin iç sesinin yansımalarını verir bize yazar. Bir insanın aklından geçenler nasıl kitaplara yansıtılırsa bu kez de bir hayvanın içinden geçenler yansıtılır. Köpeğe sürekli iyi davranır Filipoviç. Köpekse başına geleceklerden habersiz hem bu hayatın keyfini çıkarır hem de her fırsatta ne kadar da şanslı olduğunu düşünür. Derken o gün gelip çatar. Bir dün doktor aniden köpeği zorla tutarak ameliyat masasına yatırır. Suçlu ve pis ağızlı olan bir insanın hipofiz bezleri köpeğe nakledilir. İşte ne olduysa ondan sonra olur aslında. Köpek Şarik, bu ameliyattan sonra hızlı bir şekilde insanlaşmaya başlar. Bir yandan fiziki özellikleri diğer yandan da ruhsal özellikleri de değişmeye başlar. Küfürbaz, sigara içmeden duramayan, kadınları sürekli taciz eden birine dönüşür. Kendisine isim bile verir. artık onun adı Poligraf Poligrafoiç.
https://kitap28.blogspot.com/2021/08/kopek-kalbi-mihail-burgakov.html
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git/Susanna Tamaro
Seksen yaşındaki bir büyükannenin uzaklardaki torununa vefatı sonrası okuması için yazdığı mektuplardan oluşur. Torunu ile yaptığı anlaşma nedeniyle onunla iletişim kurması yasaktır ve bu yüzden de ona mektuplar yazar ve vefatından sonra okunması için saklar. Büyükanne kendi hastalığından, geçmişe dair anılarından pişmanlıklarından hislerinden bahseder. Ancak bu yazdıklarını okuyucuya bir o kadar da sevgi dolu ve yalın bir dille aktarır.
Bay Rüzgar ve Bayan Yağmur/Paul de Musset
Jean Pierre adında yoksul bir değirmenci vardır. Geçimini değirmende öğüttüğü tahıllar ve bahçesinde yetiştirdiği sebzeler ile sağlamaktadır. Ancak değirmeni öyle bir yerde bulunur ki ne rüzgar iyi esmektedir ne de fazla yağmur yağmaktadır. Böyle böyle yoksulluk içerisinde geçer günleri. Yaşı da yavaş yavaş ilerlemeye başlayınca Claudine adında bir kadınla evlenir ve bir erkek çocukları olur. Ancak çok geçmeden kadın hastalanır ve elde avuçta olan para da ona gider. Artık büsbütün yoksulluk çekerler. Günler böyle birbirini kovalarken bir akşam şiddetli bir rüzgar eser. O esnada karısı ve oğlu uyumaktadır. Zaten her tarafı dökülen evin kalan yerleri de dökülmek üzeredir. Birden içeriye meleğe benzeyen bir adam girer. Bu adam Bay Rüzgar'dır. kendisinden bir sandalye ister dinlenmek için. Uzak diyarları dolaşıp geldiği için yorgundur. O gittikten sonra arkasından şiddetli bir yağmur gelir. Bu defa gelen de Bayan Yağmur'dur. O da aynı Bay Rüzgar gibi dinlenmek için bir sandalye ister. Her ikisi de giderken bir ihtiyacı olduğunda kendi yaşadıkları yere gelebileceklerini söylerler ve giderler. Yavaş yavaş değirmencinin işleri düzelir. Artık değirmeni döndürecek rüzgar ve sebzelerin de yetişmesi için yağmur vardır. Ancak bu yeni kurdukları düzen de bir yere kadardır. Bağlı olduğu Baron'un eve gelmesiyle her şey değişmeye başlar.
https://kitap28.blogspot.com/2021/08/bay-ruzgar-ve-bayan-yagmurpaul-de-musset.html
Pericadı/Viktoria Bosnyak
Budapeşte'de bir ilkokuldayız. Bu okulda 4/D sınıfına giden Laci ise bizim kitapkurdu öğrencimiz. Okul fazlasıyla büyük ve yıllardır da bulunduğu yerde durmakta. Yemekhanesi, sınıfları, koridorlarıyla kocaman. Bir şey eksik gibi sanki. Bir kütüphane. Evet bu okulda bir kütüphane var. Bilin bakalım bu kütüphaneye sadece kim geliyor? Doğru bildiniz: Laci. Neden mi sadece o geliyor? Çünkü kütüphane görevlisi olan kadın yani Aranka Mort yaşlı ve huysuzdur. Diğer öğrenciler de onun bu yönlerinden dolayı değil kütüphaneye gitmek kapısının önünden dahi geçmezler. Kütüphane sorumlusu Aranka Mort'un tek ziyaretçisi Laci'dir. Bir gün Laci'nin kütüphaneden aldığı bir kitabı okuyup arkadaşının da ondan almasıyla işler değişir tabi. Bu arkadaşı hiç kitap okumaz ve eline Laci'den aldığı Pal Sokağı Çocukları adlı kitap geçince fikri değişmeye başlar. Neden mi dersiniz? Çünkü Laci'nin eşsiz bir yeteneği vardır. Laci kitapları okurken beğenmediği yerler olursa onları farklı bir şekilde hayal eder ve bu hayaller de kitaplarda değişiklere neden olur. İşte Pal Sokağı Çocukları da böyle bir kitaptır. Gelelim Aranko Mort'a. Evet bir kütüphane görevlisi olduğunu söyledik. Ama onun da kendince sırları vardır ve görevini de devam ettirebilmesi için de Laci'ye ihtiyacı vardır. Sizce görevine devam edebilecek mi? En önemlisi de bu kitaptaki pericadı kim?
https://kitap28.blogspot.com/2021/08/pericadvictoria-bonsyak.html