Jose Saramago'nun Kayıp Romanı: Çatıdaki Pencere
Bir bina…
Komşular…Kadınlar, erkekler, çocuklar, genç kızlar ve erkekler…Hepsinin
birbirinden kopuk yaşamı aslında hiç farkında olmadıkları kadar birbirine
bağlı.
Jose Saramago bu kitabı
yazarken ne düşünüp de yazdı merak ediyorum. Sanki günümüz insanını anlatıyor.
Belki de o zamanlarda başlamıştır insanlar içindeki bu ayrım. Karşı cinsten
değil de kendi cinsinden hoşlanmanın yanlışlığı, bir hayat kadını olmanın
çevredeki insanların gözündeki yeri, sevmeden evlenmenin hayatı alt üst eden
halleri, yaşam amacını bulamama, bir kadın üstünde otorite kurmanın erkek
tarafından rahatlamayla karşılanması ve daha niceleri. Hepsi bir ayrım, bir
dışlama, bir kendini üstün görme göstergesi.
Çatıdaki Pencere bir
dönem romanı ya da politik bir roman değil de kişilerin romanıdır. Birçok
bölümlerden oluşur ve her bir bölümde de bir başkasının hayatına penceren
bakmamızı sağlar. O penceren baktığınızda kimi zaman güçlü bir kadın, kimi
zaman hayatın anlamını üzerinde düşünen bir ayakkabıcı, kimi zaman da bir
otorite görüyorsunuz. Hepsinin içini sıkan şeyler var. Hayatlarından memnun
olmadıkları şeyler. Herkes kendi halinde yaşıyor ve sözde komşuluk ilişkileri
kuruyorlar. Herkes her şeyin farkında ama kimse kimseye bir söylemeyi
düşünmüyor. Onlar böyle devam ederken ayakkabı tamircisi Syvester’in evine Abel
adlı bir genç adam taşınıyor. Bence olayların asıl kilit noktası burası. Abel
bu binaya geldikten sonra herkesin yaşamında ufak tefek değişiklikler oluyor.
Kimsenin en ufak bir sohbette bulunmadığı bir yabancı nasıl oluyor da birden bu
kadar bir değişime sebep oluyor? Belki de insanların içindeki bazı duyguların
ve düşüncelerin ortaya çıkması için sadece bir sebep olmuştur. Kitabın içeriği
hakkında daha fazla söylemek istiyorum ama bu spoiler olur ve bu da birçok
insanın bu kitabı okumasını engelleyebilir ki ben bunu hiç istemem. Bir kitabın
içeriği hakkında bana bir şey anlatılması hoşuma gitmez hiçbir zaman. Bu yüzden
kendi kendi duygu ve düşüncelerimi aktarmak benim için daha değerli. Sonuçta
herkes bir kitabın özetini yapabilir ama herkes bir kitap hakkında yorumda
bulunamaz.
İçimizde hala bir
Saramago kitabı okumayan insanlar varsa bu kitapla başlamalarını tavsiye edebilirim.
Benim en beğendiğim kitaplar arasına girdi bile. Her ne kadar kitabın başları
biraz insana sıkıcı gelse de sayfaları çevirdikçe kitap sizi içine çekiyor. Her
dairedeki insanın yaşamı hakkında yeni şeyler öğreniyor ve her satırda
kendinizden bir şey buluyorsunuz. Ve bence bir kitapta kendinden bir şeyler
bulmak gerçekten değerli. Lafı daha fazla uzatmadan sizi kitaplarınızla baş
başa bırakıyorum. Hepinize keyifli okumalar sevgili okuyucuları…
Puan: 5/5 💥💥💥💥💥
(Şunu da unutmadan
belirtiyim. Yakın bir zamanda kitabın filminin de olduğunu keşfettim. Bence
kitabı okuduktan sonra bir bakın derim.) 👽
5 Comments
Yine harika bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık ^^
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık :)
YanıtlaSilMükemmlel yazı Aynn Böyle Devam Edin
YanıtlaSilfilmini görmüştüm daha önce, kitabı da çok güzele benziyor
YanıtlaSilfilmine bakayım önce. saramago iki kitabını okudum, şimdilik alışamadım diline :) murakami'ye de :)
YanıtlaSil