Yeşil Yol (Blogları Canlandırma Projesi)
Film: Yeşil
Yol (The Green Mile)
Yönetmen: Frank
Darabont
Süre: 188
Dakika
Yıl: 1999
Tür: Dram/Suç
Oyuncular: Tom
Hanks
David Morse
Michael Clarke Duncan
Barry Pepper
Bonnie Huntürkiye
Herkese
merhaba. Blogları Canlandırma Projesi için yazdığım film
incelemem ile yeniden sizlerleyim. Bu proje kapsamında bir tema
belirliyoruz ve bu tema ile ilgili dizi-film izleyip kitaplar okuyup bunları
bloglarımızda yayınlarak siz okuyuculara sunuyoruz. Bu ay Blogları Canlandırma
Projesi kapsamında ele alacağımız tema hukuk, mahkeme ve adaletti. Ben de bu
tema için izlemek istediğim ama bir türlü başına oturup da izleyemediğim bir
filmi seçtim: Yeşil Yol. Yeşil Yol orijinal adıyla The Green Mile, Stephen
King’in aynı isimle romanından uyarlanmıştır. Yönetmenliğini Frank Darabot’un
yaptığı bu filmin başrolünde benim en sevdiğim oyunculardan birisi olan Tom
Hanks yer alıyor. Gerçek bir Tom Hanks hayranıyım ve her filmini izlemek için
uğraşıyorum ve hepsinden de bir o kadar keyif alıyorum. Her filminden sonra ise
hayata karşı duruşumda bazı etkilere neden oluyor. Kendime yeni şeyler katmış
gibi hissediyorum. Sözü daha da uzatmadan önce filmin konusundan kısaca
bahsedip daha sonra beni etkileyen detaylar hakkında konuşacağım.
Film
önceden bir infaz gardiyanı olan Paul Edgecomb'un huzurevindeki bir arkadaşına
geçmişte yaşadığı bir olayın ondaki etkilerini söylemesi ve olayı anlatmasıyla
başlar. Oldukça iri yarı bir adam olan John Coffey adında bir idama mahkûm kişi
getirilir. Bu adam iki küçük kıza tecavüz etmek ve onları öldürmekten dolayı
idama mahkûm edilmiştir. Oldukça iri yarı ve korkutucu görünse de aslında ince
düşünceli ve fazlasıyla da korkak bir insandır. İzlerken bu adamın bu kızları
nasıl öldürdüğünü düşünmeden edemezsiniz. Zaten aslında neler olduğunu da
filmin son dakikalarına doğru öğreneceksiniz de. Bir hastalığı bulunan Paul’un
hastalığını John’un iyileştirmesi ile olaylar başlar. Tanrı tarafından adeta
ona iyileştirme gücü verilmiştir. Bu doğa üstü gücü sayesinde hastalıkları
kendi içerisine çeker ve ağzından serbest bırakır. Dışarıdan bakınca her ne
kadar güzel bir güç gibi görünse de aslında onu derinden etkileyen çok fazla
şey görür bu gücüyle. Paul’un düşünceleri onun bu gücünü gördükten sonra yavaş
yavaş değişmeye başlar ve sonra onun aslında masum olduğunu düşünmeye başlar.
Peki ya John masum mudur yoksa değil midir? O elektrikli idam sandalyesine
oturacak mıdır yoksa oturmayacak mıdır?
Öncelikle
filmin isminin neden Yeşil Yol dendiğine değinelim. Yeşil Yol filmde Paul’un
yönetiminde olan idam edilenlerin bulunduğu yere verilen isimdir. Normalde
diğer hapishanelerde bu yola ‘’Son Yol’’ ismi verilirken buradaki gardiyanlar ‘’Yeşil
Yol’’ demişlerdir. Bunun nedeni ise zeminin sönük kireç taşından olmasıdır.
Filmde
iyi ve kötü arasındaki dengeden yararlanılarak suçlu-suçsuz ve haklı-haksız
arasındaki zıtlıklara yer veriliyor. Gardiyanlar ikiye ayrılıyor iyi ve kötü
diye. Bir yanda diğerlerini aşağılamak, onların ölümünü merakla seyretmek
isteyen ve torpille bir yere gelmiş Percy varken; diğer yanda insana insan
olduğu için değer veren, olayların farklı yönlerini değerlendirip görebilen ve
insani değerlerini yitirmemiş diğer gardiyanlar yer alır. Suçluluk ve suçluluk
üzerine ise John’un yaşadığı olay üzerinden örnek verebiliriz. John’un suçlu ya
da suçsuzluğuna ilişkin elde bir kayıt yoktur. Sadece yanlış yerde yanlış
zamanda oradadır ya da insani duyguları ağır basmıştır. John sanki gökten
düşmüş gibidir. Onun geçmişine ait kayıt da yoktur. Suçlu olduğuna ve idamına
karar verilirken sadece görülen olaya bakarlar. Olay incelenmemiş ve kişinin
kendisini savunmasına izin verilmeden idama mahkûm edilmiştir. Hem insan
hayatının ne kadar değerli olduğu hem de ne kadar değersiz olduğunu aynı anda gözler
önüne serer bu sahne. Bir yanda iki küçük kızın hayatı için sağlanmaya
çalışılan adalet ile diğer yanda bir kişinin hayatını sorgulamadan gasp etmek.
Filmde içimizi rahatlatacak gelişmeler de yok değildir. İzlerken adeta oh çekeriz. Bir şekilde evet iyiler de toplum içinde cezalandırılmaktadır ancak kötüler de cezalarını çekmektedir. O kadar ki kötü insanların sonunda cezalandırıldığı o sahneler belki de işte adalet dedirtmektedir. Evet iyi insanlar ölmüş olabilir ama onlara bu cezaları çektirmiş olan o kötü zihniyet sahipleri de cezasız kalmamıştır. Eminim siz de izledikten sonra göreceksiniz ki gerçekten ince detaylarla onların yaşadıklarını görünce sonunda demeden kendinizi alamayacaksınız.
Filmde
beni en çok etkileyen nokta bir fare ile ölümün kıyısında olan bir insanın
dostluğu oldu. İdam zamanın belli ve hala hayattan alabileceğin kadar zevk
almaya çalışıyorsun. Bir şekilde bir sürü pişmanlıkların var. Ancak geriye dönüp
o zamanı telefi edemeyeceğimize göre önümüze odaklanıp en azından hayatın o
kısacık kalan kısmının tadını çıkarmak gerek. O kasvetli ortamda bir insan için
umut ışığı, bir yaşama anlamı sağlıyor. Evcil hayvan gibi belki de daha yakını.
İnsanın tek mal varlığı oradaki bir fare. Kendisi ölünce bir başkasının ona
bakacağını bile düşünmemesi. Kendisi gibi kimsenin ona değer vermeyeceğini
düşünmesi. Kimimize göre sadece bir fare. Hatta kimisi için iğrenilecek bir canlı.
Ama bir insan hayatındaki yeri ne kadar değerli ve anlamlı. Bazen o küçük şeyler
insanlığımızı koruyup kendimizde olmamızı sağlar. Er canlı belli amaçlarla
dünyada yaşar. Neden bir fare de bir insanın son günlerini güzel bir şekilde
geçirmesi için var olmasın ki?
Son
olarak bir sahne var ki eminim siz de izleyince etkileneceksiniz. O sahne de
aşağıya fotoğrafını da koyacağım mahkumların oturdukları o elektrikli
sandalyedeki son anlarıdır. Sandalyeye oturtulurlar, elleri ve ayakları
bağlanır. Son olarak söylemek istedikleri sorulur. Başlarının ortası tıraş
edilmiştir. Bu bölgeye ıslak bir sünger konulur ve elektrik kablosuna bağlanır.
Bu ıslak sünger elektrik beyne çabuk ulaşsın diyedir. İnsanoğlu bir yandan bir insanın ölmesine
karar verirken bir yandan daha az acı çeksin diye farklı yollar bulmaktadır. Ne
garip.
Bazı filmler vardır herkesin izlemesi gereken. İşte tam da öyle bir film. Hayat dersi çıkarılacak ve içimizdeki hak, adalet, hukuk kavramlarına bir başka boyut katacak bir filmdir. Oturur belki tekrar izlerim. O kadar beğendim ve 3 saatimi harcadığım için pişman olmadım. Umarım siz de izler ve pişman olmazsınız. Aklınıza en ufak bir soru işareti kalmamıştır umarım izlemeniz için. Yeni bir filmle farklı bir zamanda görüşmek üzere.
Filmde
Beni Etkileyen Bazı Sözler
Sence,
bir insan, yaptıklarından gerçekten pişmanlık duyarsa en mutlu olduğu zamana
geri dönüp sonsuza dek orada yaşar mı?
Yoruldum,
patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda
hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi
söyleyecek biri. İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım.
Onları
sevgileriyle öldürdü. Tüm dünyada böyle.
Hepimiz
hakkında düşünüyorum. Kendi yeşil yolumuzda yürüyoruz, her birimiz kendi
zamanında.
20 Comments
Filmi çok uzun zaman önce izlemiştim ama insan filmin bıraktığı etkiyi unutamıyor. Çok güzel anlatmışsın. Emeğine sağlık.
YanıtlaSilFilmi izlemeye ne kadar geç kalmışım. Geç olsun güç olmasın tabi :)
Silİzlediğim en iyi filmlerden biridir. Ne güzel yazmışsın sende. Yazını okuduktan sonra tekrar izleyesim geldi bir ara izleyeyim :) Emeğine sağlık :)
YanıtlaSilYorumlarınız sayesinde hep yazmak istiyorum. Çok teşekkürler :)
Silooo amerikalıların en sevdiği iki filmden biriii, biri bu, diğeri de esaretin bedeli. güzel film tabiii :)
YanıtlaSilHer ikisini de izledim. Sevdikleri kadar var doğrusu :)
Silson yazımda konu ile alakalı olmayan detayların yanlış olduğunu söylüyorum. örnekse, seri katil bir kiliseye koşarak saklanıyor, polis de peşinde, yazar burda durup kilisenin inşaatını ve tarihini anlatıyor, çok gereksiz, yani kurgunun dışına çıkıp yazar kendi ağzından anlatıyor, bu yanlış, çünkü kurgu roman bu, bir tarih kitabı veya belgesel değil :)
YanıtlaSilİşte ben de öyle detayları çok seviyorum nedense. Bir bina, bir yer ya da bir insan hakkında farklı bir şey öğreniyorum. Bir şey öğrendiğim her ayrıntı benim için zevkli :)
SilBu filmi izlediğimde çok fazla üzülmüştüm ve kendimi tutamamıştım. Bu filmi ele aldığınız için teşekkür ederim
YanıtlaSilTekrar tekrar izlesem herhalde yine aynı üzüntüyü hissederim.
Silölmeden önce herkesin izlemesi gereken filmlerin listesinde olması lazım bence. Ne zaman görsem ismi bile etkiliyor beni.
YanıtlaSilİsminin anlamını filmde öğrendiğim zaman beni çok etkilemişti.
SilHer seferinde tekrar tekrar vurulduğum filmdir. Ellerine sağlık, güzel tanıtım olmuş
YanıtlaSilTeşekkür ederim :) Vurulmakta geç kalmışım ben de :)
Silçok eskiden izleyip etkilendiğim bir filmdi hatta sanırım ağlamıştım izlerken tekrar izlemeye cesaret edemediğim filmlerdendir ayrıca :)
YanıtlaSilBen de izlerken sık sık ağladım. Film efsane.
SilEtkileyici ve bir o kadar da hüzünlü bir film, güzel yorumunla tekrar andık Yeşil Yol'u. Kalemine sağlık :)
YanıtlaSilBir çok kez izlediğim ve her seferinde aynı etkileri uyandıran efsane bir film. Kaleminize sağlık, çok güzel yorumlamışsınız :)
YanıtlaSilBen yeni izleme fırsatı buldum. Gerçekten tekrar tekrar izlenecek bir film :)
SilTam bir klasik. Yıllar önce TRT 1'de izlemiştim ilk kez. Ertesi gün bütün okul bu filmi konuşuyorduk. Bir daha izlemedim ama aslında tekrar tekrar izlenebilir. Tom Hanks'in en sevdiğim performanslarından biri.
YanıtlaSil