Kitap Yorumu: Hızlandıkça Azalıyorum

by - Mart 21, 2021


    Etrafımızda olan olaylara dikkat etmeden geçiyor ömrümüz. Öylesine yaşıyoruz çoğu zaman. Bir kitabı okurken bile öylesine okuyoruz. Amaçsız. Biz o an dikkat etmesek bile etrafımızda bin türlü şey dönüyor. O  an bir insan yalnızlık çekiyor olabilir, Köpeğini kaybetmiş olabilir belki de ölümün kıyısındadır kim bilir. Oysa biz öylesine yaşarken neler oluyormuş etrafımızda değil mi?

        Yalnız bir kadının kitabı. Kendini toplumda kabul ettirmeyi geçtim kendini bile kabul edemeyen bir insan. Sevse dahi sevilmeyen. Hayatta belli bir amacı olmayan. Yok olsa dahi hiç kimsenin fark etmeyeceği biri. Öyle ki okuldayken listede adı bulunmazmış ve onun farkına dahi kimse fark etmezmiş. Bir onu okulun bahçesinde yıldırım çarptığında dahi kimse ona bir şey sormamış bile. Tek soran kişi ise ilerde kocası olacak o çocukmuş Daha insanları tanımadan kendisine ilk ilgi gösteren o kişiye aşık olmuş. Sonrası ise monoton hayat. Doğru mu gerçekten bu? Bu tür insanlar var etrafımızda. Karşılarına çıkan ilk insanla evlenen. Mutlular mı? Yoksa mutluymuş gibi mi yapıyorlar? Aradaki istisnaları saymıyorum. 

       İnsanlar arasında bile yalnız hissetmek kendini. Hepimizin arasında olan insanları görmezden gelmek. Kaç insan böyle bir köşede ölüp gidiyor. Fark edilmeden. Üstelik fark edilme çabalarına rağmen. Tanımak istesek ne kadar da basit her şey. Belki aynı şarkılardan hoşlanıyoruz, aynı şeyler hakkında fikir yürütüyoruz. Ama yok o orda kalsın ben burada. Böylesi ikimiz için de daha kolay diyoruz.

      Mathea gerçekten çok ince bir kadın. Sık sık çocukluğundan, geçmiş yıllardan bahsediyor bize. Her yaşın ona getirdiği yalnızlıktan. Kocasına bir tek sana bana yetersin diyor. Bir tek onun yetmediğini bilerek. Herkesten kaçıp tek bir insana sığınmak. Daha kolay geliyor belki de bize tek birine bağlanmak. Öyle ki yaptığı  kurabiyeleri komşularına vermek istese aralarına giremediği için veremiyor, onlara perde arkasından bakıyor, merdivenlerde gürültülerini duysa hemen evde yokmuş gibi davranıyor, onlarla aynı gün alışverişe dahi çıkmıyor. Zaten insanlar onu görmüyorken kendini daha da soyutlamanın ne anlamı var ki? Biraz da çabalamak istemiyor sanırım. Yalnız öleceğini düşünüyor ve bir zaman kapsülü yapıyor kendine. Evin hemen yanına gömüyor. İçine kendi cenaze mektubunu dahi yazıyor. Onun için bunu kimsenin yapmayacağına dahi emin. Belki  de yaşlılığın getirdiği o değişik ruh hali de hakimdir üstüne. Ama bana kendini bilerek yalnızlaştırdığını hissettirdi.

     Son olarak kitabın adından bahsedecek olursam kitabın isminde derin anlamlar yüklü. Yaşımız ilerledikçe bizden bir şeyler götürüyor her yıl. Her geçen saniye bir parçamız eksiliyor bizden. Mathea'nın da dişleri gibi. Öyle ki korkuyoruz yılların geçmesinden. Belki de bizi ölüme bir adım daha yaklaştırmasından. Kısacası benim için anlamlı bir kitaptı. Okurken kendimi buldum Mathea'da. Bazen ben de yalnız ölüp gideceğimi düşürüm. Kim bilir belki de öyledir.

You May Also Like

6 Comments

  1. çok başarılı bir yorum olmuş, fırsatım olursa en yakın zamanda okuyacağım

    YanıtlaSil
  2. elinize sağlık. teşekkürler tavsiye için.

    YanıtlaSil
  3. Çok beğendim emeğine sağlık

    YanıtlaSil
  4. bu yazarın diğer kitabı da iyi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir başka kitabı daha mı varmış? Dilini çok sevdim. Belki onu da okurum.

      Sil