İki çocuk… İki farklı yaşam… Birbirinden
sadece tellerle ayrılmış iki dünya…
Hepimiz savaş yıllarında Almanya’da Yahudilere yapılan o büyük ırkçılık politikasını mutlaka bir yerde okumuş, izlemiş ya da duymuşuzdur. Sırf farklı bir etnik kökene sahip olduğu için insanlar türlü işkencelere maruz kalmış ve toplumdan ayrıştırılarak farklı yerlere hapsedilmişlerdir. Belgesellerde yaşananlarla ilgili gerçek görüntüler görürüz. Bizi etkiler ya da etkilemez. Ama bu defa olaya çocukların gözünden bakan bir kitapla etkiliyor bizi bu olaylar. Tam da savaşın ortasında bir dostluğun hikâyesi.
‘’Önce
nokta, sonra benek, sonra damla, sonra şekil, sonra çocuk olan şeyi…’’
Bu gelen çocuğun adı Schumel’dir. Tellerin ardında
yaşayan bir çocuktur. İki çocuğun bu tellerin iki tarafındaki karşılaşması ilerde
onları dost yapacaktır. Sonunda Buruno kimsenin yaşamadığı bu yerde kendisine
bir arkadaş bulmuştur. Devamını kendiniz okuyarak öğrenseniz daha doğru olur.
Olayları izlerken bir Alman’ın yani Bruno’nun gözünden bakıyoruz. Daha
önce Piyanist adlı filmi eğer izlediyseniz orada bir Yahudi’nin gözünden
anlatılıyordu olaylar. Evet, bir Alman’ın gözünden anlatılıyor ancak Buruno
hala bir çocuk ve pek çok şeyin farkında değil. Aileler çocuklarına durumu
açıklamıyorlar. Ülkenin durumunu, Yahudi katliamını ya da savaşı ne evlerinde
ne de okullarında anlatıyorlar. Çocuklar yaşadıkları devirden bir haber
büyüyorlar. Bunun en büyük göstergesi ise Buruno’nun insanların neden tel
örgülerle ayrıldığını ya da neden çizgili kıyafetler giydiklerini bir türlü
anlayamamasıdır. Öyle ki babasına oradaki insanların kim olduğunu ve neden tel
örgüyle çevrelendiklerini sorduğunda dahi baba şu şekilde cevap verir:
“O insanlar… Aslında onlar insan değiller Buruno.”
Düşünsenize onlar insan
dahi olarak görülmüyorlar. Ne acı!
Buruno’nun oradaki esir kampından
bir arkadaş edindiğinden bahsettik: Schumel. O da yaşananlardan bir haber.
Annesi, babası, büyükbabası ortadan kaybolduğunda nerede olduğunu dahi
bilmiyor. Aslında olan masum çocuklara oluyor. Her ikisi de kendi masum
dünyalarında bir arkadaşlık kuruyorlar. Gerçekte de böyle değil midir? Bir
çocuk bir başka çocukla dost olurken onun ne dinine ne etnik kökenine ne de
başka bir şeyine dikkat eder. Sadece karşısındakini kendisi gibi görür. İşte
Buruno da o arkadaşlarından ayrıldıktan sonraki o boşlukta Schumel ile
karşılaşıyor. Günlerce birbirlerine yaşadıklarını anlatıyorlar. Biri her gün
sayısız yiyecekler yiyip, rahat yatağında güzel bir uyku çekerek uyurken
diğeriyse aç kalıp rahatsız yerlerde bir sürü insanla yan yana uyuyor. Dünyanın
adaletsizliği ya da Hitler’in acımasızlığı. Birbirine böylesine zıt yaşam
şartlarına sahip iki çocuk aynı paydada buluşuyor işte: Yalnızlık. Bir arkadaş,
sohbet edecek bir insan… Her ikisi için de bir nimet. Çünkü Schumel ’in
bulunduğu insanlar sadece ölümü bekliyorlar sadece. Sohbet etmenin onlar için
bir anlamı yok. Böyle bir ortamda çocuk olmak. Çocukluğunu yaşayamamak. Olanlardan
bir habersiz yaşamak ve bir gün kendinden farklı biriyle arkadaşlık kurarak
kendini o huzursuz ortamdan kısa bir süre de olsa kurtulmak. Ayrıca kitapta çok
güzel bir ayrıntı da vardır. Buruno ve Schumel aynı gün ve aynı tarihte
doğmuşlardır. Ama hayatları ne kadar da farklıdır. Her iki çocuk da aynı gün
doğmalarına ve birbirlerine bu kadar benzemelerine rağmen neden hayatlarının
bir tel örgüyle böyle ayrıldığına anlam veremezler. Ama bu onların birlikte
oyun oynamalarına, sohbet etmelerine engel değildir. Hatta kimi zaman Buruno
evden yemek alıp getirir Schumel’e. İkisi arasındaki bu sahne beni çok etkiler.
Her ne kadar çocuk olsalar da birbirlerinin halinden anlayabilecek
olgunluktadırlar ve yemek yerken yüzü gülümseyen Schumel canlanır gözümün
önünde. Bir ekmek dahi ne kadar değerli. Biz kıymet bilmez insanlar içinse…
Günümüzde bir çocuk edebiyatı eseri
olarak değerlendirilen bu kitabı çocuklarımıza mutlaka okutmamız gerektiğini
düşünüyorum. İnsan hakları, arkadaşlık, barış gibi konuları güzel bir şekilde
işleyen bir kitap. Hem yetişkinlere hem de çocuklara sesleniyor kitap. Çocuğunuz
kitap okumayı sevmiyorsa bile bir solukta
oturup bitirebileceği bir kitap. Eğer hala kitap okumak istemiyorsa açıp
filmini de birlikte izleyebilirsiniz. Ayrıca filminde çocuklara zarar verecek
ögeler barındırmıyor. Film çekilirken dahi rol oynayan çocuklara zarar vermeden
çekilmiş. Her iki eser de birbirinden kıymetli ve anlamlı bana kalırsa. En
azından kendinize uygun olan hangisi ise onu okur ya da izlerseniz eminim ki
çok önemli şeyler katacak sizlere.
Tel örgülerin ne fiziken ne de düşüncelerimizde olmadığı bir dünya diliyorum hepinize.
İnsana dokunan bir hikayesi var, bir de kitabı varmış onu da okumak gerek. Sonda yazdığın "Tel örgülerin ne fiziken ne de düşüncelerimizde olmadığı bir dünya diliyorum hepinize." temennisi de çok hoş. Eline sağlık.
YanıtlaSilYorumunuz için gerçekten teşekkür ederim :) İnsanda iz bırakan çokça kitap, film ya da dizi var. Bende ayrı bir yeri var bu kitabın. Okuduğunuzda umarım siz de seversiniz :)
SilÇok üzücü bir hikayeydi, hiçbir insan hiçbir çocuk böylesine kötü bir olayı yaşamamalı.
YanıtlaSilGerçekten öyle. Savaşlar aslında en çok çocukları etkiliyor ve farkına dahi varmıyor insanlar. En çok değer vermemiz gereken dönemde en çok yara almalarına neden oluyoruz. Bu arada bloğunuzu beğendim ancak takip butonunu bulamadım. Takip etmek isterim :)
SilSon günlerde yaşanan olaylardan sonra bu tarz filmleri izletsek bile çokta işe yarayacağını sanmıyorum. Hep çocuklar, hep masumlar zarar görüyor bu savaşlardan. Ve dünyanın sonuna kadarda böyle olacak gibi...
YanıtlaSilÇocuklara vereceği çok farklı mesajlar var. Ama bence onlardan önce biz büyüklerin izlemesi gerek.
SilAdını sık sık duyduğum bir kitap. Hatta filmi de var sanırım. Yoğun dram içeren şeyleri pek sevmem ama bu kitaba bir şans vereceğim. Yorum için teşekkürler :-)
YanıtlaSilKitabı seveceğinize düşünüyorum. Yoğun bir dram yok aslında. Bir çocuğun duygularını, düşüncelerini bir çocuk nasıl düşünürse öyle aktarmış daha çok. Şimdiden keyifli okumalar :)
Silevet yaa kitabı da filmi de unutulmaz :) kitap hırsızı gibi, onun da kitabı da filmi de unutulmaz :)
YanıtlaSilO kitabı birçok kişiden duydum. Okumak istediklerim arasında :)
SilEtkileyici bir esere benziyor, önce kitabını okuyup ardından filmini izlemeyelim. Teşekkürler paylaşım için :)
YanıtlaSilUmarım okuduktan ve izledikten sonra beğenirsiniz :)
Silçok etkileyici çok üzücü bir hikayeydi kitabını okumadım, sanırım okuyamam da filmine de tekrar bakamam sanırım, çok etkileniyorum dram türünden, teşekkürler paylaşımın için emeğine sağlık :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim, okurken beni de derinden etkiledi :)
Sil