20 Nisan 2021 Salı

Bir Doğu ve Batı İkilemi: Fatih Harbiye






         Bir yarışma için başladığım ve ben bunu daha önce neden okumamışım dediğim bir kitap. 

         Neriman ve Şinasi aşkı karşılıyoruz bizi kitabın başlangıcında. Aslında aşk demek ne kadar doğru bilemiyorum. Bu iki insan arasında yıllardır süren bir muhabbet olması onların çevrenin de baskısıyla evlenmesi yönündedir. İki insan arasındaki bir husumette çevrenin ne kadar sözü olabilirin en büyük de kanıtıdır. İki insan. Bir kadın ve erkek o dönemlerde yan yana dahi görülseler laf olur söz olur. Sonu da mutlaka evlilik olmalıdır tabi. Günümüzde de öyle değil midir? Bir kadın ve erkek arkadaş dahi olsa hatta kuzen bile olsa yan yana gezmemelidir. Aaa yoksa elalem ne der değil mi?

      Kitapta üç baş karakter karşılıyor bizi: Neriman, Şinasi ve Faiz Bey. Ben burada Macit'i asıl karakter olarak göremiyorum. Çünkü kitapta evet bahsediyor ama onu gerçekten göremiyoruz. Varla yok arasında. Sadece onu somut bir şekilde Neriman'la tramvayda karşılaşması sonucu görüyoruz. Ama onda da iki kelime edip yeniden kayboluyor. Daha çok Neriman üzerindeki etkisiyle anılıyor. Neriman'ın o içinde bunca zamandır biriken ve dışarı çıkmak için can atan o duyguları ve düşüncelerin dışa vurumunda bir araç oluyor o kadar. Bu elbette yadsınacak bir şey değil. Zaten asıl olaylar da ikisinin tanışması ve Macit'in onun üzerindeki etkisiyle başlıyor. Neriman Macit'le tanıştıktan sonra değişmeye başlar. Hem ruhen hem fiziken daha farklı bir insan olur bir anda. Yürüyüşü, giyinişi, yaşadığı çevreye bakışı değişir. Sürekli Fatih ve Harbiye arasında bir kıyaslama yapar ve Fatih'i hem yerer. İnsanların bu semtte bu şekilde yaşamaları ve hallerinden hiç de şikayetçi olmayışları iyice sinirine dokunmaya başlar. Ki bazı yerlerde Neriman'ın aşırı sinirden bayıldığını ve sinir krizleri geçirdiğini okuruz. Bu sinir krizlerinden de en çok etkilenen tabi ki Şinasi'dir. Yapısı gereği sessiz ve sakin olan Şinasi, Neriman'ın bu sinir krizleri söz konusu olunca da sessiz kalır. onunla iletişim kurmaktansa sessiz kalmayı tercih eder. Bu sessizliğini de en çok Faiz Bey'in Şinasi'ye Neriman ile evlenmesi gerektiğini söylediğinde korur. İleriki sayfalarda anlarız ki aslında bir bakıma onun da gönlü yoktur. Çevre ve Faiz Bey tarafından kötü karşılanmamak adına sesini çıkarmayıp boyun eğmiştir Neriman ile evlenmeye.

         Yoğun bir doğu ve batı karşıtlığı karşılamaz bizi kitapta ne de bu karşıtlık bize doğrudan verilir.  Olaylar yaşandıkça, insanlar konuştukça ve sayfaları çevirdikçe biz fark ederiz. Özellikle bu tamamen batılıdır dediğimiz bir karakter yok. Bana göre Macit bunu tam olarak karşılamaz. Neriman'ın davranışlarındaki değişimin doğuya ters olmasından çıkarırız her şeyi. Sokakta kahve önünde oturan insanlarla kafelerde oturan insanları karşılaştırır, insanların giyimleriyle bir konu hakkındaki düşünüş tarzlarını karşılaştırır Bazen bunu alttan alttan bazen de doğrudan yapar bunu. Sonra yeri gelir ki Şinasi ve Macit'i de karşılaştırır. İki farklı dünyanın iki farklı insanını. Bunu ise şu kelimelerle ifade eder yazar:

            ''Artık Neriman nereden gelip nereye gittiğini anlıyordu, çünkü iki zıt iştiyakın remizlerini gözleriyle görüyor ve mukayeseler yapabiliyordu. Şinasi Neriman'ın gözünde, aileyi, mahalleyi, eskiyi, şarklıyı temsil ediyordu; Macit yeninin, garbın ve bunlarla beraber meçhul ve cazip sergüzeştlerin mümessili ve namzediydi.''

Neriman'ın bu fikirlerine dur diyecek olan ise bir gün dayısına gittiğinde gördüğü o yaşlı kadındır. Kızı hakkında bir hikaye anlatır. Kızı ölmüştür. Kendisini öldürmüştür. Hikayesi ise neredeyse Neriman'ın hikayesiyle aynıdır. O kız da iki farklı yaşam ve iki farklı kültür arasında bocalamıştır ve sonunda intihar etmiştir. İşte bu hikaye ile Neriman'ın aklındakiler netleşir. İstediği o her şeyden vaz geçer. 

       Kitaptaki önemli bir nokta da ise sanatçı kişiliklerin toplanıp Neriman'ın bu garp heveslerinden kurtarmak için bir toplantı düzenlemesidir. Amaçlarına ulaşmışlar mıdır bilemem. Bunu siz okuyup göreceksiniz. Bu toplantıda önemli bir noktaya değinilir ki bence de gerçekten önemlidir. Batı ve Doğu'nun birbirinden net bir biçimde ayrılamamasıdır. İkisi de birbirinden beslenir. Biri olmadan diğerinin de bir anlamı yoktur. İç içe geçmiş iki çember gibi ne tekdirler ne de bir.

         Bana kalırsa ben bunun dizisini izledim deyip de kitabı okumamazlık etmeyin derim. Çünkü ikisi de bambaşka bir dünya ve bambaşka bir anlam yüklü. İçerikleriyse tamamen farklı. Benim düşüncelerim bunlardı. Gerisi sizin okumanız ya da izlemenizde. 

                                        Tekrardan buluşmak dileğiyle.....

11 yorum:

  1. Dizisini izlemiştim ama kitabını merak ettim yazı için teşekkürler. Sayfanız daha güzel olmuş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayfayı düzenlemek için elimden geleni yapıyorum. Böylesi benim de hoşuma gitti.

      Sil
  2. Elinize Sağlık Hocam Güzel Yazı Olmuş Sayfada Gerçekten Güzel

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Elimden geldiğince okuduğum şeyleri insanlarla paylaşmak istiyorum.

      Sil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Dizisini izlemiştim sanırım sırada kitabı var. Tavsiyenizi dikkate alacağım. Güzel ve Etkileyici bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık 👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben dizisini izlemedim ama her zaman kitaplarını daha etkileyici bulurum. Umarım siz de severek okursunuz. 😊

      Sil
  5. peyami safa çok severiim, bir dolu kitabını okudum, bir tereddüdün romanı, favorim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok fazla kitabı var. Hangisinden başlasam bilemedim. Ama bu kitabı da listeye aldım :)

      Sil
    2. o zamansa, şunları okuyabilirsin :) dokuzuncu hariciye koğuşu, matmazel noraliya, yalnızız :)

      Sil
    3. Bu kitaplarını da merak ediyorum. Peyami Safa'yı okuyan herkes çok beğeniyor.

      Sil