İki
dünya… İki farklı insan yaşamı… Farklı düşünce yapıları… İnsanların hiçbir
yerde değişmeyen o hayatla mücadeleleri… Ve bunları değiştirecek tek bir adam:
Shevek.
Kitapta birbirinin uydusu olarak görülen iki gezegen anlatılıyor. Birbirlerinin uydusu olduklarını da şu cümleden anlıyoruz ‘’Bizim dünyamız onların Ay’ı, bizim Ay’ımız onların dünyası.’’ Bu gezegenlerden birisi Anarres diğeri ise Urras. Urras aslında şu anki dünyaya aşırı benzeyen, devletlerin olduğu, toplumlar arası hiyerarşinin yer aldığı, insanlar arası sınıf farklılıklarının belirgin bir şekilde görüldüğü bir gezegen. A-Io ise bu gezegenin en güçlü devleti. Ama kitapta yaşayan insanların kendi tarih dilimlerine göre Odo adında biri toplumdaki bu anarşist düzene karşı çıkmış ve akım yaratmıştır: Odoculuk. Bu Odo denilen kişinin fikirlerine uyan ve topluluğa isyan eden insanlar Urraslılar ile anlaşmışlar ve Anarres adını verdikleri bir başka gezegene taşınmışlardır. Shevek ise zamanında Anarres’e gelen o topluluğun devamı olan bir soydan gelen bir Anarreslidir. Ve Odoculuk adı verilen akımı sorgulayarak Anarres’ten Urras’a gider. Kitap da zaten Shevek’in yolculuğuyla başlar. Kitabın özeti hakkında bilgi vermem doğru olmaz. Burada sadece kitap hakkındaki düşüncelerimi paylaşmak için yazıyorum.
Anarres genel olarak kurak ve yaşamın daha sıkıntılı olduğu bir gezegen. Gezegende insanlar ve deniz canlıları dışında başka canlılar yok. Urras’tan yanlarına hiçbir şey almadan gelmelerinden olsa gerek. Düşünsenize kedi deseniz insanlar yüzüne bakar kalır öylece? Aslında ne kadar ironik.
Kitapta
kadın karakterlerin ön planlarda yer aldığını görürüz. Feminist ögeler gözümüze
çapar. Odo’nun kadın olarak verilmesi ise en belirgin örneğidir. Kadınlara hem
fikirlerinde hem de yaşamlarında özgürlükler tanınmıştır. Toplumda annelik rolü
tam olarak yoktur. Kadınlar istedikleri her işi yapabilirler. İstedikleri yerde
yaşayabilirler ve istekleri kişiyle birlikte olabilirler. Gerçek dünyada
yaşanan kadın ve erkek arasındaki o dengesizliği ortadan kaldırmak istemiş
olabilir.
Kitapta
değinmek istediği başka bir nokta ise yazarın beni şaşırtan o engin bilgisi. Kitabı
okurken adeta bir fizikçinin kaleminden çıktığını hissettim. Teorik fizik
konusunu bu kadar mantıklı ve konuya hakim bir şekilde anlatması beni gerçekten
etkiledi. Bir kitap yazarken aynı zamanda farklı alanlar da işin içine girer. Yazar
sadece bir yazar değil yerinde göre bir fizikçi, yerine göre bir ressam yerine
göre de bir doktor olabilmelidir.
Shevek’ten
kısaca bahsedecek olursak kendisi Anarres’te yaşan bir fizikçidir. Kendi
toplumunda kabul ettiremediği fizik alanındaki fikirlerini başka toplumlarla
paylaşmak amacıyla Urras’a gider. Çünkü fikirlerinin kendi gezegeninde hiçbir
pratik yararı yoktur bazı söz sahibi kişilerce. Kendi fikirlerini yaymak
amacıyla bir sendika kurar arkadaşlarıyla. Bu bir tür direniştir toplumun var
olan düzenine. Bu direnişin adımlarını Anarres’te tam halini ise Urras’ta
gerçekleştirir. Buraya gelmesiyle adeta bir kültür şoku yaşar. İnsanların
davranışları, giyinişleri, konuşma şekilleri karşısında kendini oraya ait
hissetmemeye başlar. Her ne kadar fikirlerini paylaşmak için gelse de her şeyi
sürekli ertelemeye başlar. Bir süre sonra onlar gibi davranmaya başlasa da uyum
dahi sağlayamaz. Kendini sorgular, yaşamını sorgular. Dışarıdan bakıldığında
harika gözüken o gezegen çürümüş bir kapitalist bir yerden başka bir şey değildir.
Kısacası
ne tam olarak Anarres’te ne Urras’ta yaşamak mümkündür. Tamamen doğru bir
toplum yapısı yoktur. Ne hepsi tamamen doğru ne de tamamen yanlıştır. En
önemlisi insanların birlik içinde, birbirlerine üstünlük kurmadan, aç kalmadan,
mutlu ve eşit olduğu bir düzen kurmaktır.
Sizin
bu konu hakkındaki fikirleriniz nelerdir? Düşüncelerinizi ve yazım hakkındaki
eleştirilerinizi sabırsızlıkla bekliyorum.
Çok güzel bir yazı elinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkür ederim:)
SilÇok beğendim emeğine sağlık iki şehrin hikayesi kitabını anımsattı bana çok çok güzel
YanıtlaSilTeşekkür ederim. İki Şehrin Hikayesi'ni de okudum. Siz söyleyince bana da öyle geldi. Farklı bir yaklaşım :)
Sille guin, süper tabii, mülksüzler süfer, bir de yerdeniz büyücüsüü :)
YanıtlaSil