Boyalı Peçe / W. Somerset Maugham

by - Haziran 10, 2021


Kitap: Boyalı Peçe 

Yazar: W. Somerset Maugham

Sayfa Sayısı: 240

Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

 

Merhaba, bugün blogda kapağı ve ismi bende merak uyandıran bir kitapla sizlerleyim: Boyalı Peçe. Kitap İş Bankası Kültür Yayınları serisi adı altında yayınlanmış ve ben de geç olmadan okumak istedim. Nedense bu aralar bu serideki kitapları okuyasım var. Buralarda birkaç gündür yoktum. Hayatımda yolunda giden ve yolunda gitmeyen şeyler oldu. Ama her şeye rağmen kendimi iyi hissediyorum ve kendimi iyi hissettiğim ilk anda da burada buldum kendimi. Sözü çok uzatmadan sizi yazımla baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar.

Kitap başlarda gözünüze klasik bir aşk ve ihanet konusunu işliyor gibi gelebilir. Ancak sayfaları çevirdikçe yazarın karakterleri o kurgulayışı ve yaşadıklarına bakış açılarını gördükçe fikriniz değişmekte. Kitap 1920’lerde Londra’da başlayıp Hong Kong’da devam eden bir olaylar silsilesinden oluşuyor. Baş karakterlerimiz ise Kitty ve Walter. Ama bana kalırsa kitabın en önemli karakteri kesinlikle Kitty’nin annesidir. Zaten kitabı okuduğunuz zaman da fark edeceksiniz ki olayların en başından en sonuna kadar kadının er yerde etkisi var. Hayret etmemek elde değil. Kitty anne baskısıyla yetişmiş bir kadın ve Walter ile evlilikleri de aslında sırf bu baskıdan kurtulmak için. Yaşanılan dönemde kızlar erken yaşlarda evlenip kendilerine iyi bir makam sahibi eş buluyorlar. Bulamayanlar ise yaşı ilerledikçe önüne çıkan ilk talipla evleniyorlar. Aslında Walter Kitty için tek talip değil. Ancak Kitty’nin annesi hep en iyisinin peşinde. Bence burada kızının iyiliğini düşünmektense daha çok kendi için yapmakta bunu. Sonuçta kendine itibar sahibi bir damat bulunca kendinin de toplumda yeri değişecek ve kendisi de itibar sahibi bir kadın olacak. Tabi evdeki hesap çarşıya uymuyor. Dediğim gibi Kitty ve Walter arasındaki evlilik bir mecburiyet ama Kitty için. Çünkü Walter onu daha en başından itibaren sevmekte. İşte burada kopuyor her şey. Bir insan karşısındaki insanla sevmeyerek evlense ona karşı ne kadar sadık kalabilir ki? İşte Kitty de Walter’a karşı boş olan kalbini biriyle doldurma ihtiyacı içine giriyor ve tam da o zaman birisiyle karşılaşıyor. Her ikisinin de evli olması dışında bir sorun yok elbette. Devamını merak ediyorsanız kitabı okumanızı öneririm. Çünkü ben severek okudum ve beni etkiledi çoğu yönden de.

Kitap genel anlamıyla genç bir kadının kendini bulmaya çalışması ile ilgili. Kitty daha kitabın en başından sonuna kadar bir arayış içerisinde. Kendi kimliğinin peşinde. Doğumundan itibaren anne gözetimi altında büyümüş, sürekli denetlenmiş, hayatının hiçbir noktasına kendisi karar verememiş, babasına karşı ya da annesine karşı sevgisini rahatça gösterememiş bir kadın. Evleneceği adamı dahi seçmesine izin verilmezken o bir anlık hisleriyle kendisini büyük bir maceranın içerisinde bulur. Belki de ilk baş kaldırışı Walter ile evlenmesidir. Ama bu ilk baş kaldırıda bocalar ve bir boşluğa düşer. O boşluk anında da bir başkasına sığınır. Onun yaşadığı her an ve hissettiği her bir duygu onun kendini bulmasına bir adım daha yaklaştırır. Olduğu kişi ile yüzleşir. Kendine ve etrafında olup bitenlere daha objektif gözle bakmaya başlar. Artık ne istediğini bilen bir kadındır ve hayatının bundan sonrası için planlarını yaparken artık kendisi karar vermektedir.

Genel itibari ile kitabın diğer karakterleri çok geri planda kalmış bence. Mesela Walter’ın asla ne hissettiğini ve ne düşündüğünü asla anlayamıyoruz. Çünkü bununla ilgili en ufak bir iç konuşma dahi yok. Walter doğrudan dile getirirse o zaman aa böyle düşünüyormuş demek ki demekten kendimizi alamıyoruz. Ayrıca Kitty’nin babası, annesi ve kız kardeşi de geri planda kalan diğer karakterler. Özellikle baba figürüne kitabın sonuna kadar rastlamıyoruz. Bunun da en önemli nedeninin zaten adamın evde yokmuş gibi davranılması ile kendisini iyice soyutlamış olması yatıyor bence. Anne karakteri her ne kadar dediğim gibi ön planda olmasa da kitabın baştan sona kadar olan gidişatında en büyük etkiye sahip kişi bana kalırsa. Kitty’nin olduğu kişide büyük bir payı var. Aynı zamanda olmak istediği kişiyi doğurma aşamasında da büyük bir yere sahip. Bana kalırsa en büyük eksiklik bunlar. Diğer kişilerin de iç seslerini, ne düşündüklerini, neler hissettiklerini okumak isterdim. Böylesi biraz sönük kalmış.

Son olarak kitabın adının neden Boyalı Peçe olduğuna değinmek istiyorum. Kitap şöyle bir cümle ile başlıyor:

‘…. adına yaşam denen boyalı peçe.’’  

Bir şiirin dizesidir bu. Yazarı oldukça etkilemiş ve kitabına bu ismi vermek istemiştir. Kitapta Kitty ve Walter ’in birbirlerini daha tanımadan evlenmelerine atıf yapılır burada. Her ikisi de birbirlerini iyi tanımadan yani daha peçenin altındaki görmeden evlenişlerdir. Gerçek kimliklerinin üstüne örtülen o peçeye kanmışlar ve o peçede gördükleriyle evlenmişler. Benim sevdiğim ve soluksuz okuduğum kitaplardan biri oldu. Umarım sizler de okuduktan sonra seversiniz. Bitirmeden küçük bir tavsiye. Hem kitaptan okuduklarımla hem de kendi yaşadıklarımla. Karşınızdaki insanı tanımak için kendinize ve karşınızdaki insanın sizi tanıması için de ona zaman verin. Acele etmeden yavaş yavaş birbirinizi tanıyın ve en önemlisi kimse için kendinizden taviz vermeyin. Olduğunuz insanı sevin. Kendinizi sevin.

 

Kitaptan Alıntılar:

1.      Bana karşı sevgi ya da merhamet beslemiyorsan da en azından insanlığını kaybetmemiş olmalısın.

2.      İnsan işte, eğlencede, dünyada ya da bir manastırda değil; ancak ruhunda huzur bulabilir.

3.      Her şey çok kısa sürerken ve hiçbir şey çok önem taşımazken, insanların önemsiz nesnelere saçma anlamlar yükleyip, kendilerini ve etraflarındakileri üzmeleri acınası bir durumdu.

 

 

 

 

 

You May Also Like

1 Comments

  1. yazarı biliyom da kitabı bilmiyom, okuycam, saol, blogun da yazıların da seçtiğin kitaplar da iyi, kutlarım valla :)

    YanıtlaSil